13 Nisan 2015 Pazartesi

Kömürlü Köyü Şenkaya Erzurum

KÖYÜMÜZÜN TARİHÇESİ
Resmi bir bilgi olmamakla birlikte, köyün eşrafından Menekşe Hanım’ın (Meneş Nene) anlattıklarına göre köyün büyük çoğunluğu Ahıska’dan göç edip yerleşmiştir.
Detaylı bilgi olmasada Ahıska Türklerinin Şivesine ve Yemek kültürüne Baktığımız zaman bizim şivemiz Ve kültürümüz genelde aynı olması gözden kaçmıyor.
Köye İlk olarak 1828 li yılarda şimdiki yerin 4-5 kilometre yukarısında olan Eski Göllet (yukarı göllet) olarak adlandırılan mevkiye göç edilmiştir.
Anılan mevkide, iki tane göl grubu bulunmaktadır: Kanlı Göller ve Yukarı Göller. Bu bölgenin iklim özelliği nedeniyle etler açıkta kalsa bile bozulmazmış. Bu nedenle köy halkı etlerini ağaçlarda asarak muhafaza edermiş. Köy halkı da zaman içinde bu iki niteliği birleştirerek köyün adı olarak kabul etmişler. Kısaca, “Göl” ve “Et” ibarelerinin birleştirilmesinden Göllet ismi ortaya çıkmıştır.
…Zaman içinde yaşanan toprak kayması nedeniyle bu mevkiiden daha aşağıda olan şimdiki yerleşim yerine yerleşilmiştir. Yeni yere yakın, kaliteli linyit kömürü yatakları bulunması ve işletiliyor olması nedeni ile Kömürlü adını almıştır. Halen de bu isimle anılmaktadır.
Kelami Baba İsimli bade içmiş bir halk şaiir’imiz bulunmaktadır.ozaman ki kıt imkanlardan dolayı yaklaşık bin in üzerinde eseri günümüze aktarılamamış ve kendini yeterince tanıtamamıştır.Doğuda eşkiyanın etkili olduğu zamanlarda köyümüze birkaç kez baskın girişiminde eylem yapmayı planlayan eşkiya çetelerini akıl ve ilahi güçle durdurduğu söylenmektedir.

Kelami Baba 1927 yılında seksen yaşındayken yine aynı köyde vefat etmiştir. Seksen yıl ömür sürdüğünü, otuz yaşlarında ise hayatında önemli bir dönüm noktası olduğunu şiirlerinden şöyle anlıyoruz:

Yaşım on birinde aynı devranda
Vardı bade gördüm bin bir nazile
Yaktım benzim can diye ol cananla
Sürdü zehir bedenimden söz diye
İçince mest oldum, dostun elinden
Sevda pınar oldu aktı dilimden
Kimse bilmez oldu dertli halimden
O yar cefa etti, güler yüz ile.
——————————————-
Yirmi otuzda menzile yettim
Daldım ummanlara kırk beşe geldim
Altmış yetmiş geçti seksene geldim
Kırıldı kanadın kolun Kelami

COĞRAFYA
Erzurum iline 168, Şenkaya ya 36 Oltu ilçesine 38 km uzaklıkta olan köyümüz yer altı zenginlikleri bakımından önemli bir yere sahiptir.Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır. Kanalizasyon şebekesi vardır PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Çevre Köylerden köyümüze birçok öğrenci okumaya gelir, o bölgedeki tek ortaokul sağlık ocağı olan Kömürlü Nahiyesidir, Birnevi Merkezdir.
Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir,Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yer altı kaynakları kömür bakımından zengindir. Köy ve civarında küçüklü büyüklü maden şirketleri mevcuttur. Köy halkı ekonomisini bu şirketlerden de sağlamaktadır.
ÜMİT YILMAZ.

4 Nisan 2015 Cumartesi

Erzurum Kapıları

Erzurum Kalesinin iç kaleden sonra şehre giriş ve çıkışların kontrol altına alındığı ve yer yer yıkılan ancak günümüze kadar ulaşan tarihi kapılardır, Erzurum Kapıları.
Erzincan Kapı, Gürcü Kapı, Tebriz Kapı, İstanbul Kapı, Kars Kapı, Kavak Kapı (Ardahan Kapı), Harput Kapı, Yeni Kapı.
Kapılardan şu anda ayakta kalan çok az kapı mevcuttur.
Geçtiğimiz yıllar içinde Yakutiye Belediyesinin restore ederek Turizme kazandırdığı İstanbul Kapı, şu an ziyaretçilerine açıktır.
Harput Kapı, şu anda Erzurum Valiliğinin yeni binası yerleşkesinde bulunmaktadır.
Kars Kapı, Erzurum’un doğusunda, Asri Mezarlık karşısındadır, Kars Kapı şehitliği ile anılan yerdedir.
Kavak Kapı, 50 Yıl caddesi üzerinde bulunuyor. Kavak Kapı veya diğer bir ismi ile Ardahan Kapı en işlek ve gümrük kapısı idi.
Günümüzde bir çok kapı yıkılmış, harap olmuş durumdadır. Kimisi yol genişletme çalışmaları esnasında, kimisi zamanla yıkılmış olan bu kapıların Erzurum için önemi büyüktür.


Eski Erzurum kitabelerinde ve yazıtlarında isimleri geçmektedir. Kapılar surlarla çevrili Erzurum’a girişler için kullanılıyordu.
Halk arasında şu söz meşhurdur, “İstanbul yedi tepe, Erzurum yedi kapı…”
Erzurum kapıları bulundukları yerleşim mahallerine isimlerini vermişlerdir. Semt olarak kapı isimleri ile anılmaktadır.
İstanbul Kapı resimleri için, yardımlarını esirgemeyen Semra ÖZDİKİCİ Hanım’a çok teşekkür ederiz.
http://www.aziziyeden.com

27 Mart 2015 Cuma

Erzurum Eski Evlerimiz

İnsanların içerisinde eskiye özlem hep vardır. Bu özlemleri her zaman dile getirirler. Her yeni şey karşısında mutlaka bir kıyaslama yaparak, eskiyle birlikte anmayı severler. Eskiden biz bunu böyle yapardık veya böyle yapılırdı gibi sözleri çevremizden çok işitmişizdir. Bizim eski evlerimiz vardı, Erzurum tabiriyle “Baba Evleri” dediğimiz, biz yaştaki insanların çocukluklarını geçirdikleri, sünnet oldukları, gurbete gittikleri, okumaya il dışına çıktıkları ve belki de evlendikleri evler…
Şimdilerde o evler yıkılmış bir vaziyetteler. Geçen sene yanlarına kadar gitme cesaretinde bulunamadığımdan dolayı, uzaktan da olsa seyrettim. Kızımla birlikte eski hatıralara daldım ve kızıma bir çırpıda olanca çocukluğumu anlattım. Şurada bilye oynardık, şu yoldan okula gittik, şurası saklambaç oynadığımız cadde, şu caddeden tren yolunu geçip, çarşıya ulaşırdık… Şu bakkaldan ekmeklerimizi alırdık, şuradaki köprüden balık tutardık….Çocukluğumun geçtiği evlere yıkık dökük olduğu için, yine bir Erzurum deyimiyle “için ezildiği için” yanlarına kadar gidemedim…
Eski evler hep böyle insanlar üzerinde birer etki bırakıyor. Bazen Erzurum’da ara sokaklara bakıyorum, bir takım henüz yıkılmamış evler gözüme çarpıyor. Ne mutlu diyorum bunlarda çocukluğunu geçirmiş olan insanlara ki, buralara gelip, buraları görebiliyorlar ve çocukluk hatıralarını yaşayabiliyorlar. Birde belediyelerimizin meşhur “Kentsel Dönüşüm Hizmetleri” adı altında yaptıkları olayların geçtiği bir çok mahallede yaşanan o eski evlerin yıkılması beni gerçekten üzüyor.

Tamam, çağdaşlaşmanın birinci ana maddesi güzel bir çevre, güzel bir kent görünüşü elde etmek ama, bunları diyorum koca koca apartmanları dikmeden de, yapamazlar mı ?
O evlerdeki yaşanan hatıraları silmeden yapamazlar mı?
O evlerdeki yaşanmışlıkları bir çırpıda kaldırıp atmadan yapamazlar mı ?
O evlerdeki çocukluk hatıralarını bir kalemde silmeden yapamazlar mı ?
Gibi soruları çoğaltarak devam ettirebiliriz…

Birde şu gerçek var ki; bu kent ve yaşadığımız diğer kentler bize hayatımızı devam ettirmemiz için şart. Eski yapılaşmanın bulunduğu eski kentlerde olan çarpık yapılaşma düzeni her geçen sene daha bir ortaya çıkıyor, daha bir belirgin hale geliyor. Eski elektrik direklerinden tutunda, kırık dökük binaların çevre görüntüsüne varana kadar bir çok engelle karşılaşmalar ve dar sokaklardan geçemeyen insanlar için gerçekten zorluklar ve zorluklar. Bir yangın olur, itfaiye araçları dar sokaklara giremez, bir hastanız olur, ambulans dar sokaklara giremez, çocuklar artık çok eski binalarda yıkılmak üzere olan yapıların altında kalabilirler….
Bu türden örnekleri çoğalttıkça çoğaltabiliriz.
İnsanlar, sanıyorum yaşlandıkça duygusallaşıyorlar. Bizimkisi de öyle bir duygu olsa gerek. Yoksa yenileşmeye kesinlikle karşı değiliz. Mutlaka yenileşme olacaktır, mutlaka şehirler yeniden ve güzel bir mimari ile şekillenecektir. Böyle olması iyi olur kanaatiyle güzel günler diler, maziyle ilginizi kesmemenizi temenni ederiz…

Ahmet POLAT
Erzurum 2011

Erzurum da Yaz Havası Var

Bu gün günlerden 26 Mart. Nisan ayının yağmurlarının gelmesine az bir zaman kala, bu gün Erzurum da tam bir bahar havası var. Daha doğrusu yaz havası var. Kıştan kalma kar birikintileri yol kenarlarından kaybolmuş, asfalt tamamen görünür duruma gelmiş. Yeşil çimen nerdeyse çıkmak üzere. Yeşil çimenler yavaş yavaş eriyen karların altında kendilerini göstermeye başlamışlar bile.
Hava gerçekten güzel. Dünyanın güneşe en yakın olan yerlerinden birisidir Erzurum. Bu yüzden de güneş bir çıkmaya başladı mı, kendisini göstermeye bir başladı mı, bütün yaz boyunca böyle gider. Havası da güzeldir güzel Erzurum’un.



Erzurum artık Nisan yağmurlarını bekliyor. Bu sene kar çok yağdı, bir keresinde ise fırtına oldu. Bu olay, Erzurum da ender görülen bir doğa olayı olarak tarihe geçti. Mevsimlerin değişmesi mi yoksa Erzurum ve civarına yapılan barajlardan dolayımı veya iklim değişikliğimi artık ne derseniz deyin, ama son yıllarda Erzurum un havası bir başka güzel, bir başka güneşli. Kar bu sene ziyadesiyle yağdı.
Güneşli havaların insan üzerinde etkisi de güzel oluyor. Yağmurlu havalarda bulunan kesvet güneşli havalarda etkili olmuyor, insanlar güne daha bir sevinçli başlıyor. Olaylara daha iyi yaklaşıyor.
Kısaca; Erzurum’un havası bu sene böyle. Daha da güzel olması dileğiyle mutluluklar…

Erzurum 26 Mart 2015.